Atıf

Pietzcker, D. (2020). Hakikatin dönüm noktası: Covid-19 batı toplumlarının ve Avrupa Birliği’nin zayıflıklarını nasıl ortaya çıkardı? Kuşak ve Yol Girişimi Dergisi, 1(3), 19-32.

Öz

İster siyasal olsun, ister ekonomik, örgütsel, toplumsal ya da salgınla ilgili; tüm krizlerin ortak bir belirleyici niteliği bulunmaktadır: Krizden etkilenen sistemin ve üyelerinin hem güçlü yanlarını hem de zayıflıklarını açığa çıkartırlar. COVID-19; şahsi güvenliğin, bireysel konfor ve esenliğin, servet birikiminin en yüce değerler olarak görüldüğü liberal iktisadi sistemi sarsmaktadır. Bu değerler ve beraberinde gelen yaşam tarzı, maddiyatçı bir anlayışa dayalı toplumlarda hâlâ motivasyon sağlayan güçlü katalizörlerdir. Ancak mal ve hizmetlerin serbest mübadelesi, bireysel hareket kabiliyeti, üretim ve dağıtımın uluslararası esnekleşmesi, küreselleşme ya da “küresel kapitalizm” (Beckert, 2014) dediğimiz her şey, aynı zamanda derin ve içsel riskler taşımaktadır. Küresel oyuncular – girişimler, kurumlar ve devletler – arasında karşılıklı bağımlılığa dayalı bu sistemin ne kadar kolay sekteye uğrayabileceği, hasar alabileceği ve kısmen yok edilebileceğinin ortaya çıkması, koronavirüs krizinin en belirgin sonuçlarından biridir. COVID-19 pandemisiyle mümkün olan en hızlı ve amansız şekilde mücadelede başarılı olan ülkeler zamana ve virüsün yayılımına karşı yarışın galipleri olacaklar. Her biri erken bir aşamada krizle yüzleşip hızla sıkı, tutarlı ve kapsamlı sağlık rejimleri yürürlüğe koyan (Welter, 2020) Çin, Güney Kore ve Singapur, kesinlikle bu kazanan ülkeler arasında yer alacaklardır. Pandemiden önce zaten güçsüzleşmiş olan Avro bölgesi ekonomisi salgından çok büyük zarar görmüştür ve yakın zamanda düzelmeyecektir. Güney Avrupa işsizlik sayıları halihazırda çarpıcı bir şekilde artmaktadır; yoksulluk azgelişmiş denilen ülkelerle sınırlı değildir. Avrupa ve Avrupa Birliği, onlarca yıl ve nesildir süren bir siyasi fikir ve vizyoner proje olarak, en zor zamanlarından geçmektedir. COVID-19 krizinin sonucunda dünya ekonomisi; refah ve istikrarı yok eden, mevcut küresel düzeni değiştirmiyorsa bile sarsan, uzun süreli bir durgunluğa tanıklık ederken otoriter ve gerici neo-milliyetçi fikirler güç kazanmaktadır. COVID-19, liberal laissez-faire (bırakınız yapsınlar) döneminin yalnızca ekonomi ve finansta değil fakat siyasette, kültürde ve özel yaşamda da sona erdiği tarihsel bir dönüm noktasını imlemektedir.

Anahtar Kelimeler: Asyalılaşma; Avrupa fikri; ekonomik kriz; küreselleşme; neoliberal kapitalizm