EDİTÖRDEN
Hegemonyacı Kuşatmaya Karşı Akdeniz Ortaklığı Fırsatı
ABD’nin kendi yarattığı Ukrayna krizini, gerilemeye başladığı hegemonyacılık çabasında bir fırsata dönüştürmek istediği görülüyor. ABD’nin uyguladığı Doğu Akdeniz ve Karadeniz siyasetinin merkezinde Rusya’yı çevrelemek olduğu ilan edilmektedir. Fakat, amaç bununla sınırlı değildir. Aynı zamanda, ABD’nin İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile kurduğu ortaklığın hedefinde Rusya ile birlikte Türkiye’nin de bulunduğu görülmektedir. Dahası, Avrupa’yı NATO üzerinden Rusya ve Çin ile karşı karşıya getirmeye çalışan ABD, Akdeniz ve Karadeniz’i sadece Rusya ve Türkiye’ye karşı değil, başta Çin ve İran olmak üzere gelişen dünya ülkelerine karşı stratejik bir cephe olarak değerlendirmektedir.
Özellikle Akdeniz bölgesi, Eylül ayında 10’uncu yılını dolduracak olan Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) açısından en hassas bölgelerden birini oluşturmaktadır. Kuşak ve Yol’un, güzergâhında yer alan ülkeler arasında ekonomik temelli bir işbirliğiyle sınırlı olmadığı bugün daha berrak bir şekilde görülebilmektedir. KYG kapsamındaki 10 yıllık pratik, milli devletlerin birbirinin iç işlerine karışmama ilkesiyle geliştirdikleri işbirliğinin hegemonyacılığı gerilettiğini ortaya koymaktadır. Bu bakımdan değerlendirilecek olursa, KYG’nin hem Afrika’ya hem de Avrupa’ya doğru genişlemesinde kilit önemde stratejik bir alan olan Akdeniz, gelişen dünya için bir fırsat penceresi sunmaktadır.
Türkiye’den başlayarak, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Mısır, Libya, Tunus ve Cezayir’e uzanan doğu ve güney Akdeniz ülkelerinin her biri ayrı ayrı Kuşak ve Yol Girişimi için ortaklık anlaşmaları imzalamıştır. Bazıları arasında ikili düzeyde önemli işbirlikleri vardır. Bu ülkeler, farklı düzeylerde de olsa, ekonomi, siyaset ve güvenlik alanlarında Atlantik sisteminin dayatmalarına karşı mücadele etmektedir.
Atlantik hegemonyacılığının yıkıcı “demokrasi” ihracı politikasına karşı, KYG bağımsız kalkınma ve gelişen dünya ülkeleri ile çok taraflı ortaklıklar kurarak paylaşarak gelişme olanağı sunmaktadır. Bu hat boyunca, KYG zemininde kurulacak çok taraflı ortaklık, bölgeye yıkım getiren Atlantik hegemonyacılığını bertaraf etmeyi sağlayabilecektir. Akdeniz ülkelerinin ulusal çıkarlarını korumak için güçbirliği kurması, Akdeniz’in kuzeyinde de yankı bulacaktır.
Nihayetinde Türkiye, Rusya, Çin ve İran ile birlikte doğu ve güney Akdeniz kıyısındaki ülkelerin ortaklaşan çıkarlarının kuvveden fiile dökülmesi, hegemonyacı kuşatmayı alt edecek daha kuvvetli bir güçbirliği ortaya çıkaracaktır. Bu güçbirliği Atlantik’te derinleşen ABD ve Avrupa arasındaki merkezkaç eğilimleri artıracak, Atlantikçi hegemonyacılığın Avrupa üzerindeki etkisini zayıflatacaktır.
Sonuç olarak, Akdeniz bölgesindeki ülkeler için KYG’de bütünleşme, iki yönlü bir yarar sağlama potansiyeline sahiptir: Her ülkenin, kendi özelliklerine göre kendi yolunda kalkınmasını ve ortak yarar temelinde uluslararası işbirliğini, aynı zamanda hegemonyacı dayatmaların boşa çıkarılmasını ve dünyada barış ortamının kurulmasını sağlayacaktır.
FİKRET AKFIRAT
Genel Yayın Yönetmeni